TOPRAK BAYRAMI
Konumu itibarı ile önemli bir tarım ülkesi olan Türkiye, yıllık 62 milyar dolar tarımsal geliri ve tarımsal üretim gücü ile dünyada 7. sıradadır. Ülkemizde 24,6 milyon hektar alanda 3,1 milyon tarım işletmesi ile 22 milyon parsel üzerinde tarım yapılmaktadır. Ortalama parsel büyüklüğü 11 dekar, işletme başına ortalama arazi miktarı 61 dekardır. Bu üretim yapısı ile kendi insanını beslediği gibi ihraç ettiği tarımsal ürünler ile dünya nüfusunun beslenmesinde önemli bir paya sahiptir.
Artan dünya nüfusunun başta yerleşim, sanayi ve sosyal alana olan talebi tarım alanlarının daralmasına neden olmuştur. Buna paralel olarak ortaya çıkan beslenme ihtiyacının artması tarım alanlarının iyi kullanılması, üretimin planlanması, tarım alanlarının ıslahı ve korunması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Cumhuriyetin ilanından sonra hazine arazilerinin bir kısmı topraksız köylülere ve göçmenlere verilerek iskân edilmeleri ve tarımsal faaliyette bulunmaları sağlanmıştır. Anılan gelişmeler ve arazi kullanım kabiliyetinin arttırılması amacıyla 11 Haziran 1945 yılında 4753 Sayılı Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu kabul edilmiştir. Ülkemizde gerçek bir tarım reformuna temel olabilecek bu kanun ile topraksız çiftçilere yeteri kadar arazi verilmesi, tarımsal üretim için gerekli çevirme sermayesi ile demirbaş temin edilmesi ve en önemlisi de yurt topraklarının sürekli olarak işlenmesinin sağlanması hedeflenmiştir. 28 yıl süreyle yürürlükte kalan bu kanunla önemli ölçüde topraklandırma ve mera tahsis işlemleri yapılmış, ülke tarımına yön verilmiştir. Çiftçiyi Topraklandırma Kanunun kabul edildiği 11 Haziran tarihini takip eden pazar gününün her yıl Toprak Bayramı olarak kutlanması 4760 sayılı Toprak Bayramı Kanunu ile kararlaştırılmıştır..
Ancak bu kanunlarla arazi düzenlemesi, kullanım kabiliyetinin arttırılması ve ıslahı üzerinde durulmuş, toprağın korunmasına yönelik bir düzenleme içermemiştir. Toprağın korunmasına yönelik olarak hazırlanan 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu 2005 yılında yayımlanmıştır. Bu kanunla tarım arazilerinin tarım dışı amaçla kullanılmasının önüne geçilmesi, korunması ve arazi büyüklüğünü kontrol etmek suretiyle bölünmesinin engellenmesi, kullanım kabiliyeti ve kapasitesinin arttırılması amaçlanmıştır. Ancak miras hukukundan kaynaklanan sebeplerle arazi bölünmelerinin önüne tam olarak geçilememiştir. Bu alandaki boşluk 03.07.2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6537 sayılı Kanunla giderilmiştir. 6537 Sayılı Kanun 30.04.2014 tarihinde kabul edilmiş ve 15.05.2015 tarih 29001 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanun ile; toprağın korunması, geliştirilmesi, tarım arazilerinin sınıflandırılması, asgari tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüklerinin belirlenmesi ve bölünmelerinin önlenmesi, tarımsal arazi ve yeter gelirli tarımsal arazilerin çevre öncelikli sürdürülebilir kalkınma ilkesine uygun olarak planlı kullanımının sağlanması amaçlanmış olup; ülkemiz tarım arazilerinin korunması ve tarımsal üretimde kullanılması anlamında önemli bir devrim gerçekleşmiştir.
Bununla birlikte modern ve gelişmiş toplumlarda hem bireylerin hem de kurum ve kuruluşların üst bilinç seviyesinde anlaşarak arazi kullanımı ve planlaması konusunda daha hassas davranmaları gerekmektedir. Başta belediyeler olmak üzere plan yapmaya yetkili kurumlar öncelikle planlı alanları daha rantabl kullanmalı, tarım alanlarını korumalı, zorunlu hallerde marjinal alanları tercih etmelidir. Çünkü toprak binlerce yılda oluşan, içinde sayısız canlı barındıran, bitki örtüsüyle kaplı kıymetli bir varlıktır. Modern bilim ve teknoloji toprağı yapay yolla yapamamaktadır. Toprak yapısı bozulduğunda geri dönüşümü yoktur. Güvenilir gıda ve sağlıklı yaşam için ilk koşul toprağın korunmasıdır.
Bu vesile ile başta çiftçilerimiz olmak üzere tüketicilerin ve milletimizin Toprak Bayramını kutlarım.
Gökhan KARACA
İl Müdür V.